SAVAŞ:
Çocuklarla İletişimde Doğru Dili Kullanmak
Gündemdeki Ukrayna-Rusya savaşı birçok insanı olumsuz etkiledi. Bizler biliyoruz ki; neresinden bakılırsa bakılsın savaşın kazananı olmaz. Barışçıl bir toplum ve dünyada yaşamak, kendimizi gerçekleştirme yolculuğumuzdaki en önemli ihtiyaçlardan biri olan güven ihtiyacımızı karşılar. Savaşın ise insanlar üzerinde hem fiziksel, hem psikolojik hem de sosyal açıdan uzun ve kısa vadede birçok yıkıcı etkisi olur. Savaş boyunca ve sonrasında bireyler, enerjilerini çoğunu bozulan dengelerde tekrar güvende hissetmek için harcarlar.
Çocukların gelişimsel olarak; öfkelerini ifade etmek ya da gözlemledikleri süreçleri işlemlemek amacıyla -mış gibi oyunlarında savaş yer alabilir. Çocuk merkezli oyun terapisinde çocukların bu gibi ihtiyaçlarını karşılamaları için gerçeklikten uzak kılıçlar, silahlar, kalkanlar ve askerler gibi oyuncaklar yer alır ve sınırlar çizilir: çocuk kendisine, terapistine ve eşyalara zarar vermeden dilediği gibi oynamakta özgürdür.
Elbetteki bu durum bir çocuğun çatışma ortamında yaşaması ve sanal olarak gerçeğinden ayırt edilemeyecek görüntüler içeren savaş oyunları oynamasından çok farklı. Yani hem çocukların kendi aralarında, zarar görmedikleri, sınırları olan savaş oyunları oynamasının gelişimsel bir yönü olduğunu bilmeli, hem de savaş içeriklerine kontrolsüzce maruz kalmasına engel olmalıyız. Bu günlerde haberlerde yer alan görüntüler ve bilgiler çocukların kaygılanmasına ve güvensiz hissetmesine yol açabilir.
Çocuklarla iletişimde gündemdeki savaş haberlerinin üstünü örtmek ya da kaçmak yerine, onların bu haberlerle ilgili güvenilir bir yetişkinden destek almasını sağlamak önemli. Böylece çocuklar merak ettiklerini rahatça sorabilir ve güvenilir bilgiye ulaşma haklarını kullanabilirler. Savaşı çocuklara anlatırken; “Aynı insanların bazen birbiri ile anlaşamayıp tartıştıkları gibi, ülkeler de bazı konularda anlaşamayıp bazı şeyleri paylaşamayıp tartışabilirler. Bazen bu tartışma konuşarak, sözlü olarak olur. Bazense birinin birine vurması gibi fiziksel zarara yol açacak şekilde olabilir ve buna savaş denir. İki kişinin bir eşyayı paylaşamayıp birbirine vurması gibi düşün. Savaş sırasında insanlar zarar görür: canları acıyabilir, evlerinden uzağa gitmek zorunda kalabilirler, üzülürler ve korkarlar. Yani bir savaş birçok insana zarar verebilir. Bugünlerde konuşulan savaş bizim ülkemizde değil. Biz şu anda güvendeyiz. Ben savaşın olduğu ülkedeki insanlar için üzgünüm. Savaşın sona erip, insanların tekrar barış içinde ve güvende yaşaması için birçok insan çalışıyor. Her savaş gibi bu da bitecek ve insanlar tekrar kendilerine bir düzen kurup normal hayatlarına devam edecekler.” gibi cümleler kullanabilirsiniz. Gelecek sorulara kısa ve gerçek bilgi vermek önemli. Mesela “Savaşlarda insanlar ölüyor mu? Evleri yıkılıyor mu? Kim haklı?” sorularına “Evet savaşlar sırasında insanlar ölebilir ve evleri yıkılabilir. İnsanların zarar gördüğü hiçbir savaş haklı değildir. İki ülkenin de görevi savaşı bir an önce bitirip, barışı tekrar sağlamak için çabalamak olmalı ve diğer ülkeler de barış için onlara destek olmalı” gibi bir cevap verilebilir.
Kaygısı yükselen çocuklar ile bol bol birlikte vakit geçirmek, onun yönlendirdiği oyunlar oynamak, kaygısının resmini yapmayı önermek, fiziksel aktiviteleri arttırmak her zaman uygulanabilecek yöntemler. Bu sıralar çocuklarla Davide Cali ve Serge Bloch’un yazdığı “Düşman: Barış İçin Bir Kitap” kitabını okuyabilirsiniz.
Barış dili, barış ortamı, huzur ve güven üzerine çok çaba sarf edilmesi gereken konular. Dilerim insanlığın dert edindiği, emek verdiği konular artık bunlar olsun ve hepimiz daha huzurlu yarınlar için elimizden geleni yapalım.
Sevgiler
Uzman Gelişim Psikoloğu
Pınar Bilir